53 Necm Sûresi

Mekke’de inmiştir İbn Abbas’a göre 32. ayeti Medine’de inmiştir. 62 ayettir.
Bu sûre birinci ayetinde geçen yıldız anlamında “Necm” kelimesinden dolayı bu isimle adlanmıştır. İmam Sadık (a.s)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: “Kim her gün veya her gece Necm Sûresi’ni okumayı âdet edinirse, halkın arasında övgüyle yaşar, günahları bağışlanır ve Allah’ın izniyle insanlar arasında sevilen biri olur.” (bk. Sevabu’l-A’mal.) Bu sure bir kaplan derisi üzerine yazılıp üstte taşınır. Hangi sultanın veya büyüklerin huzuruna girerse onlara karşı kuvvet bulur. Haceti yerine getirilir, sözünün üstüne söz söylenmez. Bunu taşıyan kimse her kimle mücadeleye girse onu mağlup eder.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

  1. Yemin olsun inip çıktığı zaman yıldıza,
  2. Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.
  3. O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.
  4. İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.
  5. Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.
  6. Akıl, güzellik ve güç sahibidir. Doğrulup dikildi.
  7. En yüksek ufuktadır o.
  8. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
  9. İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
  10. Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.
  11. Kalp yalanlamadı gördüğünü.
  12. Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?
  13. Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü.
  14. Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yanında.
  15. O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.
  16. O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre’yi kuşatıp saran,
  17. Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı.
  18. Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
  19. Gördünüz mü Uzza’yı, Lât’ı.
  20. Ve ötekini, üçüncüsü olan Menât’ı.
  21. Erkek size, dişi Allah’a mı?
  22. İşte bu, insafsız bir bölüştürme.
  23. Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.
  24. İnsan için, her özleyip hayal ettiği var mı acaba?
  25. Sonrası da öncesi de Allah’ındır.
  26. Göklerde nice melekler var ki, şefaatleri hiçbir işe yaramaz. Allah’ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna.
  27. O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar.
  28. Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz.
  29. Bizim Kur’an’ımızdan yüz çeviren ve iğreti dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimseden, sen de yüz çevir.
  30. Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir.
  31. Göklerde ne var yerde ne varsa Allah’ındır. Bu, Allah’ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir.
  32. Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O’dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O’dur.
  33. O yüz geri döneni gördün mü?
  34. Azıcık verdi, sona inatla sıkıca tuttu.
  35. Gaybın bilgisi onun yanında da o mu görüyor?
  36. Yoksa haber verilmedi mi ona, Mûsa’nın sayfalarındakiler?
  37. Ve o çok vefalı İbrahim’in sayfalarındakiler. . .
  38. Gerçek şu ki, hiçbir günahkâr bir başka günahkârın yükünü sırtlamaz.
  39. Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.
  40. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir.
  41. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.
  42. Hiç kuşkusuz, son varış Rabbinedir.
  43. Hiç kuşkusuz, güldüren de O’dur, ağlatan da. .
  44. Hiç kuşkusuz, öldüren de O’dur, dirilten de. . .
  45. Hiç kuşkusuz, iki çifti, erkeği ve dişiyi yaratan O’dur;
  46. Meni halinde atıldığı zaman bir spermden. . .
  47. Hiç kuşkusuz, o ikinci oluşum da O’nun işidir.
  48. Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O’dur, nimete boğan da. . .
  49. Hiç kuşkusuz, Şi’ra yıldızının Rabbi de O’dur.
  50. Hiç kuşkusuz, daha önceden gelmiş olan Âd’ı helâk etti.
  51. Semûd’u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı.
  52. Daha önce de Nûh kavmini. Çünkü onlar, evet onlar zulmettiler, azdılar.
  53. Altı üstüne gelmiş kentleri de yere geçirdi O.
  54. Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını.
  55. Peki, Rabbinin nimetlerinden hangisinde kuşkuya düşüyorsun?
  56. Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
  57. Yaklaşmakta olan yaklaştı.
  58. Onu Allah’tan başka uzaklaştıracak yok.
  59. Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?
  60. Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.
  61. Ve siz, kibirlenip kafa tutarak sersemce somurtuyorsunuz.
  62. Artık Allah için secdeye kapanın, ibadet edin!
AhmetŞakar.Com çerez kaydetmemekte, kişisel bilgilerinizi kullanmamakta ve reklam göstermemektedir.