77 Mürselât Sûresi

Mekke’de inmiştir; 50 ayettir.
İlk ayetinde gönderilenler anlamında olan “Mürselât” kelimesi geçtiği için bu adla anılır. İmam Sadık (a.s)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: “Kim Ve’l-Mürselati Urfen Sûresi’ni okursa, Allah onu Hz. Muhammed (s.a.a) ile tanıştırır.” (bk. Sevabu’l-A’mal.) Hükümet işleri için okunursa kuvvet bulunur. Her zaman lehde hüküm çıkar. Bu sure pişmemiş bir kiremit üzerine yazılır. Kuruduktan sonra ufalanıp elekten geçirilir. Sonra yağmur suyuna katılıp karnında rahatsızlık olan birine içirilirse bu illet zail olur. Bir daha da geri dönmez.

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

  1. Yemin olsun, o art arda gönderilenlere
  2. Esip de büküp devirenlere,
  3. Dağıtıp yayanlara,
  4. Gerektiği şekilde ayıranlara,
  5. Kur’an’ı ulaştıranlara,
  6. Özür yahut uyarı için,
  7. Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir.
  8. Yıldızlar silinip süpürüldüğünde,
  9. Gök yarıldığında,
  10. Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,
  11. Resuller vakte bağlandığında,
  12. Hangi gün için vakte bağlandılar?
  13. Ayrım ve hüküm günü için.
  14. Ayrım ve hüküm gününü sana bildiren nedir?
  15. Yalanlayanların vay haline o gün!
  16. Öncekileri helâk etmedik mi?
  17. Sonra, geriden gelenleri de onların peşlerine takarız.
  18. Biz, suçlulara işte böyle yaparız.
  19. Yalanlayanların o gün vay haline!
  20. Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
  21. Onu dayanıklı karargâhta tuttuk.
  22. Bilinen bir süreye kadar.
  23. Bir ölçüyle yaptık. Ne güzel ölçü koyanlarız biz!
  24. Vay başına o gün, yalanlayanların!
  25. Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı?
  26. Diriler bakımından da ölüler bakımından da.
  27. Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik.
  28. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  29. Haydi, yalanlamakta olduğunuz şeye gidin!
  30. Haydi, üç çatallı gölgeye gidin!
  31. Ne gölgelendirir ne alevden korur.
  32. Gerçekten o, köşke benzer kıvılcımlar saçar.
  33. O kıvılcım sanki sarımtırak bakırdan bir ip gibidir.
  34. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  35. Konuşamayacakları gündür bu!
  36. İzin verilmez ki onlara özür dilesinler.
  37. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  38. Ayırma günüdür bu! Sizinle öncekileri bir yere topladık.
  39. Eğer bir hileniz varsa, hadi hile yapıp tuzak kurun bana!
  40. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  41. Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır.
  42. Canlarının çektiği meyvelerle yanyanadırlar.
  43. “Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için.”
  44. İşte böyle ödüllendiririz biz, güzellikler sergileyenleri!
  45. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  46. Yiyin ve birazcık nimetlenin. Suçlularsınız siz.
  47. Vay haline o gün, yalanlayanların!
  48. Onlara, “rukû’ edin!” dendiğinde rukû etmezler.
  49. Vay haline o gün, yalanlayanların.
  50. Artık bundan sonra hangi hadise iman edecekler?
AhmetŞakar.Com çerez kaydetmemekte, kişisel bilgilerinizi kullanmamakta ve reklam göstermemektedir.