Müslim b. Akil b. Ebi Talib (Arapça: مسلم بن عقيل الهاشمي), Allah’ın rahmeti, bereketleri ve selamı onun ve pak ehlinin üzerine olsun. İmam Hüseyin’in amcaoğlu ve Kufe’de şehit olan ilk yârenidir. Müslim b. Akil, imam Hüseyin Kufe’ye gitmeden önce imamın temsilcisi unvanı ile Kufe’ye gitmiş; görevi de oranın durumunu gözlemlemek ve Kufelilerin sözlerinde ısrarlı ve sadık olmaları durumunda imam Hüseyin’e o yönde rapor vermekti. Müslim b. Akil, şehit olmadan 27 gün önce imam Hüseyin’e raporunu göndermiş ve raporunda Kufelilerin hazır olduklarını belirtmiştir. Ubeydullah b. Ziyad’ın Kufe valisi olarak atanmasından sonra Kufeliler onun karşısında korku ve dehşete kapılmış ve Müslim b. Akil’in yanından ayrılarak onu yalnız bırakmışlardır. En sonunda hicretin 60. yılında Arife günü şehit edilmiştir.
Nesep, Doğum ve Şehadeti
Müslim b. Akil b. Ebu Talib’in doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak şehit edildiğinde yaşının 28 olduğu ve şehadetinin hicretin 60. yılında Kufe’de gerçekleştiği söylenmiştir. Babası, hz. Ali’nin kardeşi Akil b. Ebu Talip, nesep ve soyları tanımada uzmandı ve Arap fasihlerindendi.
Annesi, Akil b. Ebu Talip tarafından Şam’da alınan “Aliye” adında bir köledir. Belazuri annesinin adının “Hülya” veya “Hilye” olduğunu yazmıştır.
Ehlisünnet âlimlerinden İbn-i Habban (ö. 354 h.k.) şöyle yazmaktadır: “Müslim b. Akil b. Ebu Talib Haşimi’nin künyesi “Ebu Davut”tur ve Abdulmuttalib’in oğulları arasında, peygamberimize en çok benzeyen kişidir. Kendisi peygamberimizin sahabelerinden bazılarını görmüştür.”
Belazuri, Akil’in çocukları arasındaki en güçlü ve cesur kişinin Müslim b. Akil olduğuna inanmaktadır. Müslim b. Akil’in kabri şerifleri Kufe Mescidi’nin yanındadır.
Eşleri ve Çocukları
Ebu’l Ferec İsfahani (ö. 356 h.k.) şöyle yazmaktadır: Müslim’in oğlu yoktu, ancak tarihçilerin çoğu Müslim’in oğullarının olduğunu hatta bazıları kızının bile olduğunu belirtmişlerdir. Taberi, Müslim b. Akil’in oğlu Abdullah’tan bahsetmekte ve kendisinin Amr b. Sabih Sadai tarafından Kerbela’da okla elinden vurularak alnına yapıştırıldığını ve sonra bazılarının ona saldırarak şehit ettiğini yazmaktadır.
Taberi, Abdullah’ın annesinin, imam Ali’nin kızı Rukayye olduğunu, Rukayye’nin annesinin ise bir köle olduğuna inanmaktadır. Bazıları Abdullah’ın katilinin Useyd b. Malik Hazremi olduğuna ve yine onun, başka yerde Zeyd b. Rukkad olduğuna ve Zeyd’in ise, sonralardan Muhtar Sakafi’nin emri ile öldürüldüğünü yazmıştır. Kadı Numan Mağribi de (ö. 363 h.k) Müslim’in “Abdullah” adlı bir oğlundan bahsetmekte ve annesinin adının ise, hz. Ali` nin kızı “Rukayye” olduğunu yazmıştır. Tıpkı Kadı Numan’ın yazdığına göre Abdullah b. Müslim b. Akil Kerbela’da şehit düşmüştür. Katili Amr b. Sabih’dir. Sözünün devamında bazılarının Abdullah’ın katilinin Esed b. Malik olduğunu belirtmiştir. Şeyh Tusi (ö. 460 h.k) de zikredilen özelliklerde Müslim b. Akil’in bir oğlundan bahsetmiş ve Kerbela’da imam Hüseyin’in yanında şehit olduğunu yazmıştır.
Belazuri (ö. 279 h.k.) de Kerbela’da adı Abdullah b. Müslim b. Akil b. Ebi Talip olan bir gençten bahsetmekte ve “Zeyd b. Rukkad Cenbi” adında birisi tarafından kalp ve alnına fırlatılan oklarla şehit olduğunu yazmıştır. Yine Belazuri başka bir yerde, Amr b. Sabih Seydai tarafından Abdullah’a bir ok atıldığını ve ardından başka bir grubun saldırısı ile şehit olduğunu yazmıştır.
Zehebi (ö. 748 h.k.) Müslim b. Akil’in Kerbela’da imam Hüseyin’in yanında şehit olan “Abdullah” ve “Abdurrahman” adlı iki çocuğundan bahsetmektedir.
İbn-i Makula (ö. 475 h.k) Müslim b. Akil’in “Ümmü Hamide” adlı bir kızından bahsetmektedir. Tabersi (ö. 548 h.k) şöyle yazmaktadır: imam Ali’nin kızı Rukayye, Müslim b. Akil’in eşi idi ve kendisi için “Abdullah” adlı birisini dünyaya getirdi. Abdullah Kerbela’da şehit oldu. Rukayye’den ayrıca “Ali” ve “Muhammed” adlı başka çocukları da oldu.
İbn-i Kuteybe (ö. 276 h.k), Müslim b. Akil’in çocukları hakkında şöyle yazmaktadır: “Anneleri hz. Ali b. Ebi Talib’in kızı olan Rukkaye’den “Abdullah” ve “Ali” adlı çocukları ve ayrıca “Müslim b. Müslim” ve “Abdülaziz” adlı çocukları vardır. İbn-i Kuteybe, bu ikisinin annesinin kim olduğuna dair bir açıklamada bulunmamıştır.
Genel olarak Belazuri, hz. Müslim b. Akil’in çocuklarını şöyle sıralamaktadır: hz. Ali’nin kızı Rukayye’den olma Abdullah ve Ali; Ben-i Amir b. Sa’sa’a kabilesinden olan bir kadından olma Müslim b. Müslim, annesi bir köle olan Abdullah ve annesinden bahsetmediği “Muhammed” adlı bir başka erkek çocuğu. Belazuri, Rukayye’nin annesinin “Sahba” olduğunu belirterek şöyle yazmaktadır: “Rukayye, Müslim b. Akil b. Ebu Talip’le evlenmiştir.
Bazı tarihi kaynaklarda ise, Müslim b. Akil’in iki küçük çocuğundan bahsedilmekte, imam Hüseyin’in şehadetinden sonra esir düştükleri, Kufe’de hapse atıldıktan ve hapisten kaçma girişiminden sonra Ubeydullah b. Ziyad’ın emri ile şehit edildikleri zikredilmiştir. (Bkz. Müslim’in İki Çocuğu)
İmam Hüseyin’in (a.s) Kufe’deki Temsilcisi
İmam Hüseyin Medine’den Mekke’ye doğru yola çıktığında Müslim b. Akil de onunla birlikteydi. Kufelilerin imama gönderdiği mektupların sayısı çoğaldıktan sonra hazret, Müslim’i Kufe’ye göndererek ondan halkın genelinin davetlerinde samimi olup olmadıklarını öğrendikten sonra imamı bilgilendirmesini istemiştir.
Müslim b. Akil, Kufe’ye vardığında Muhtar b. Ebi Ubeyde’nin evinde kaldı. Şialar burada onun yanına gelip gitmekte ve o da onlara imam Hüseyin’in mektubunu okumaktaydı. Mes’udi’nin yazdığına göre Müslim b. Akil Kufe’ye girdiğinde adı “Avsece” olan birisinin evinde kaldı. İbn-i Cevzi ise adı “İbn-i Avsece” olan birisinin evinde kaldığını yazmıştır.
İbn-i Asakir (571) şöyle yazmaktadır: Kufe’de 12 bin kişi Müslim b. Akil’in eli ile İmam Hüseyin’e biat etti. Bazıları biat edenlerin sayısını 18 bin bazıları ise 30 bin olarak belirtmiştir. Kufelilerin Müslim’e biat ettiğini rapor eden yezid’in ajanları, Kufe’yi istiyorsa acele hareket etmesini ve Kufe valisi Numan b. Beşir’in zayıf olduğunu veya zayıf hareket ettiğinin haberini yezide verirler. Yezid bu haberi alınca, Basra valisi olan ubeydullah b. ziyad’ı Kufe’nin de valisi olarak atadı.
Ubeydullah b. ziyad’ın Kufe’ye gelişi ile Müslim b. Akil, Muhtar’ın evinden dışarı çıkar ve Kufe’nin ileri gelenlerinden Hani b. Urve’nin evine gider. Müslim’in Şiilerle her ne kadar ilişkisi gizli de olsa ubeydullah b. ziyad, ajanları sayesinde Müslim’in kaldığı yerden haberdar olur ve Hani b. Urve’yi saraya çağırtır. Ondan Müslim’i kendisine teslim etmesini ister. Ancak Urve bunu kabul etmez ve hapse atılır.
Bunun üzerine Mezhec kabilesi sarayın etrafını sarar. Ancak ubeydullah b. ziyad, şureyh gazi sayesinde onları aldatır ve topluluğu dağıtır. Haberi alan Müslim 4000 kişiyi toplar ve sarayı abluka altına alır. İşte burada ubeydullahın yanında olan bazı Kufe ileri gelenlerinden, topluluğun yanına giderek onları Şam ordusu ve başka şeylerle korkutmalarını ve onları dağıtmalarını ister.
Bu hile ve korkutma politikası başarılı olur ve Müslim’in etrafındakiler dağılır. Gece olunca da Müslim yapayalnız kalır. Öyle ki hatta gece kalacak bir ev bile bulamaz! Sonunda adı” Tav’a” olan bir kadının evinin önünde durur ve ondan su ister. Müslim’i tanıyan bu kadın ondan isterse geceyi evinde geçirmesini ister… Kadının oğlu Müslim’in evde olduğunu anlar ve sabah olunca abdurrahman b. muhammed b. eşese haber verir. Abdurrahman, Müslim’in nerede kaldığını babasına bildirir ve ibni ziyad 70 kişiyi muhammed b. eşese verir ve Müslim’i yakalayarak saraya getirmesini ister.
Hz. Müslim b. Akil ile hükûmet güçleri arasında yaşanan çatışmanın ardından muhammed b. eşes Müslim’e teslim olması halinde amanda olacağını söyler. Bunun üzerine Müslim teslim olur ve saraya götürülür. Ancak ibni ziyad, eşesin oğlunun aman vermesinin anlamı olmadığını söyler ve Hz. Müslim b. Akil ile aralarında geçen tartışmaların ardından ibni ziyad, Hz. Müslim b. Akil’in sarayın üzerine çıkarılarak orada başının kesilmesini emreder.
Müslim b. Akil’in şehadetinin ardından, ibni ziyad Hani b. Urve’nin de öldürülmesini ve daha sonra her ikisinin de başını Şam’a yezid b. muaviyenin yanına gönderilmesini emreder.